geçmişi kurcalamaya hep bayılırım sanki ilk kez gidilen bir evde yalnız kalmak ortalığın sana kalması zevkini verir,
kimse birşey anlamasın diye aldığın herşeyi eski yerine koymalısın
gördüğün şeylere görmedim demelisin...
sahilde, boğaza doğru hafif serin ıslak geniş bi kaldırımda bisiklet sürmek ve sanki biraz daha hızlı
çevirirsen pedalları kilyos ordanda karadenize gidebilicekmiş gibi,
karşı tarafa geçmeden anadoluya geri dönülmez mi?
eskiden ben nasıldım anane?
küçükkende çok konuşurmuydum anane?
hangi oyunları öğretirdin bana anane?
senin annene ne gibi ukalalıklar yapardım anane?
kaç kere seni bizden kaçırdım anane?
akşama doğru sonbahara doğru bi saatliğine benimle kahve içmeye gelen elime mum diksin.
görmek istediğim parmakların hepsi parmaklıklar arasında kaldı tam iki bayram arasında kaldı...
herşeye çok karışıyorsun anane benim ismimi koyalarken nası olduda karışmadın?
karıştınn tabikide peki ne düşünmüştün?
cevabı ilk kez duyacaktım ya sevdiğim bişey olursa

gerçektende öyleymiş, çokda sevdiklerim içindeymiş
seni şimdi gerçektende sevdim anane.
1 comment:
bütün fotoğraf karelerinde sana göz kırpıyor olacağım.. you are my source of shine.
Post a Comment